NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
150 - (601) حدثنا
زهير بن حرب.
حدثنا
إسماعيل بن
علية. أخبرني
الحجاج بن أبي
عثمان عن أبي
الزبير، عن عون
بن الله بن
عتبة، عن ابن
عمر؛ قال:
بينما
نحن نصلي مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذ قال
رجل من القوم:
الله أكبر كبيرا.
والحمد لله
كثيرا. وسبحان
الله بكرة وأصيلا.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "من
القائل كلمة
كذا وكذا؟"
قال رجل من
القوم: أنا. يا
رسول الله!
قال "عجبت لها.
فتحت لها
أبواب السماء".
قال
ابن عمر: فما
تركتهن منذ
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول ذلك.
{150}
Bize Züheyr b. Harb
rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. Uleyye rivayet etti. Dediki: Bana Haccâc
b. Ebî Osman, Ebu'z-Zübeyr'den, o da Avn b. Abdillâh b. Utbe'den, o da ibni
Ömer'den naklen haber verdi. İbni Ömer şöyle demiş:
Bir defa biz Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde namaz kılarken birden cemaatdan biri
» Allah en büyükdür; ona çok hamd olsun! Allâhı akşam sabah tesbih eylerim;
dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Filan ve filan
kelimeleri söyleyen kimdir?» diye sordu, cemaatdan biri:
— Bendim Yâ
Resûlallâh!.. dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Ben bunlara şaştım,
bunlar için gök kapıları açıldı.» buyurdular.
İbni Ömer: «Ben
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'în bunu söylediğini duydum duyalı bir
daha bu kelimeleri bırakmadım.» dermiş.
İzah
Hadîs-i şerîfdeki
«Kebiran> kelimesi muzmer bir fiilin mef'ûlü olmak üzere nasp edilmişdir.
Bâzıları na't-ı maktu, bir takımları da temyiz olmak üzere mansûb olduğunu
söylerler. Hâl diyenler de vardır. Na't-ı Maktu' ve temyîz diyenlere i'tirâz
olunmuşdur.
Hadîs-i şerif aynen
bundan önceki hadîs mânâsındadır. Vak'anın bir olması da, müteaddid olması da
muhtemeldir.
Gök kapılarının
açılmasından murâd: Bu kelimelerle yapılan duanın kabulüdür. Çünkü duaların
kıblesi gök yüzüdür.
îbni Ömer (Radiyallahu
anh) Hazretlerinin sözü bu duaların devam üzere yapılmasına teşvîkdir. Allâhu
a'lem.